Green Deal ve Yeşil Finans Bizlere Neler Getirecek?

Green Deal ve Yeşil Finans Bizlere Neler Getirecek?

Caner Oturakçı

 

 

Son yılların belki de en önemli gündem maddesi olan küresel ısınma, özellikle Avrupa’da toplumsal farkındalığın tavan yapmasına neden olmuş bu durum da giderek daha fazla devletin ve işletmenin çevreye olan hassasiyet konusunda duyarlılık göstermelerine neden olmuştur. Finans sektörü de bu konuya duyarsız kalmamış ve yeşil finans başlığı altında bazı finansal ürünlerin hayatımıza girmesini sağlamıştır.

Yeşil Anlaşma orijinal adıyla Grean Deal Avrupa Birliği’nin, iklim krizi ve küresel ısınma ile mücadelede dünyada başat bir rol üstlenmek amacıyla hayata geçirdiği eylem planlarının tümüne verilen isimdir. Bu anlaşma tüm AB üye ülkelerini 2050 yılına kadar karbon-nötr hale getirmeyi hedefleyen bir dizi çalışmanın yapılmasını içermektedir. Bu anlamda AB başta iklim yasası ve karbon sınır vergisi olmak üzere bir dizi önlemi de bu anlaşma kapsamında hayata geçirmektedir. AB bu önlemlere eş zamanlı olarak firmaların da yeşil enerjiye geçebilmeleri adına karbon ve fosil bazlı enerji ve yakıttan uzaklaşabilmeleri için çeşitli geçiş fonları oluşturarak bu süreci desteklemeye çalışmaktadır. Avrupa’nın gelecek 10 yılda çevre projelerine ayırdığı fonun büyüklüğü de 1 trilyon doların üzerindedir.

Günümüzde giderek artan enerji ihtiyacı ve enerji piyasalarında fiyat ve üretim bazlı oynaklık dünyada yatırımların yönü temiz enerjiye yani yeşil finansmana çevirmiştir. Küresel ısınmaya ve çevre duyarlılığına olan farkındalığın artması da yine hükümetlerin, finansal kuruluşların, yatırımcıların ve işadamların yatırımlarını çevreye en az zarar verecek teknolojilere harcamaya yöneltmiştir.

Son 20 yılda başta Çin olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yapmış olduğu ve giderek artan büyük çaplı üretim ve tüketim alışkanlıkları çevreye büyük zararlar vermiştir. Bu zararın sona erdirilmesinin en önemli destekleyici unsuru devletlerin düzenleyici politikaları olacaktır. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın tahminlerine göre, dünya çapında hükümetlerin düzenleyici politikaları sayesinde 2030’a kadar yenilenebilir enerjiye olan talebin % 40 dan fazla artması beklenmektedir.

Yeşil Finans

Yeşil Finans Bankacılık, sigortacılık, varlık yönetimi gibi finans ticaret ve endüstri sektörlerinin tümünde çok önemli roller oynamaya başlamıştır. Başlangıçta çevresel sorunlar finansal endüstri ve bankalar tarafından ilgi çekmese de son yıllarda artan çevresel farkındalık ve çevresel standartların daha sıkı şartlarının oluşması ile çevresel koruma ve finansal endüstri arasındaki ilişki başlamış ve dünümüzde giderek önem kazanmaya devam etmektedir.

Yeşil finansmanın, firmaları özendirici en önemli enstrümanlarından biri de yeşil enerji sertifikasıdır. Üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan firmalar yeşil sertifika sistemine dahil edilerek bu uluslararası sertifikanın ticaretini yapabilir ve mevcut üretiminin kwh’i başına ek gelir (sertifikası olan firmanın daha ucuza kredi bulunması yoluyla kaynak maliyetinin azaltılmasıyla) kazanma imkanı bulabilmektedir. Daha çok Hollanda, Danimarka ve İtalya’da uygulanan bu sistemin borsası Luxembourg Green Exchange ismiyle Luxembourg Stock Exchange’in altında faaliyet göstermektedir.

 

Yeşil finans ve yeşil anlaşma Türkiye’nin de gündemine çok hızlı bir şekilde gelmelidir. Zira Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olan AB’nin yaptığı ihracat genel olarak sanayi malları ve işlenmiş tarım ürünlerinden oluşmaktadır. Türkiye’nin başta tarım, sanayi üretimi ve enerji üretimi olmak üzere birçok anlamda yeşil adımları atması gerekiyor. Bu anlamda Paris Anlaşması’da yeniden önem kazanıyor. Zira AB Yeşil Anlaşma kapsamında Paris Anlaşmasını onaylamayan ülkeler ticarete sınırlama getirebileceği konuşuluyor.
Ancak Yeşil Anlaşma, Türkiye için doğru yönetilirse bir dizi fırsatı da içinde barındırıyor. Yenilenebilir enerji üretimi için gerekli doğal kaynaklara sahip olan Türkiye’nin bu konuda adım atması, yine firmalarımız ve hükümetimiz 1 trilyon doların üzerinde belirlenen Yeşil Enerji fonlarının bir kısmıyla Temiz ve yenilenebilir enerji alanlarında yapabilecekleri alt yapı yatırımları, hem sürdürülebilir hem de çevreye duyarlı daha temiz enerji üretiminin kapılarını Türkiye’ye açabilir.